31 Aralık 2012 Pazartesi

And the winner is....

En sonunda  iki gundur acimasizca esen ruzgar dindi, bu sabah masmavi bir gokyuzu ve dingin bir havaya uyandik. O kadar kuvvetli bir ruzgar vardi ki cumartesi gunu bisikletle biraz disari cikayim dedim ama ucarim diye korktum geri dondum. :)  (Beni gercek yasamda taniyanlar ya da fotograflarimi gorenler pek de hafif biri olmadigimi bilirler. )

Malum bugun cekilis gunu. Biraz once de random.org'dan cekilisi sonuclandirdim. Katilan , sevgi dolu guzel dileklerini blogumuzla paylasan tum arkadaslara sevgilerimi sunuyorum. 

Veeee blogun sanslisi, and the winner is:


 24. siradaki Hande!..

Sevgili Hande;  yeni yilin sana bol mutluluk getirsin, sansin hep devam etsin . Nasil bir yastik istedigini ve adres bilgilerini bekliyorum. 

Hamis: Nasil ki Hande 2012 yilinin sanslisi ise 2012 yilinin teknoloji ozurlusu de benim. Bir turlu random.org'dan yaptigim cekilisin HTML kaydini buraya tamamen kopyalayamadim. Verilen kodu aynen buraya yapistirdigimda cekilis sonucu gorunmuyordu. ( tam da en onemli kismi gorunmezse ben ne yapayim? ) Sonra keskin zekamla ekranin fotografini cektim ve sorunu o sekilde cozdum. Mutlaka ekran goruntusu baska yollardan da aliniyordur. Ben bilmem .. Ama cozumsuz de kalmam. :)

Kendime not: 2013'te teknik konulara daha vakif ol, blogunu gelistir, teknolocik siylerden korkma. 

24 Aralık 2012 Pazartesi

Yeni yil ve cekilis yaklasirken hatta Noel gelmisken...

Bugun tum Yunanistan'da Noel kutlamasi yapiliyor. Uyanabilenler yarin sabah cok erken bir saatte ( 5 sanirim ) kiliseye gidip ayine katilacaklar sonra da eve donup yemekleri hazirlamaya baslayacaklar. Sonra herkes butcesinin izin verdigi kadar ama gonulleri zengin bir masaya oturup hep birlikte noel yemegi yiyecek. Daha sonrasi sis gobekler, agir gelen yemekler ve dort basi mamur bir ogleden sonra uykusu.

Bir sonraki hafta da yilbasi. hic bu yil ne kadar da cabuk gecti geyigine girmeyeyim diyordum ama ne cabuk gecti sahiden yahu.

Bu arada hanimlar beyler, cekilisimiz son hiz devam ediyor.  Katilmak isteyenler icin link burada. Guzel dileklerinizle birlikte bekliyorum. Hala bir haftamiz var ve ayiptir soylemesi hediyeler pek guzel.

Sanal yilbasi agacimiza isimler sigmayinca tum katilimcilari birer yildiz yapip agacin etrafina serpistirdim. Sayi artarsa eger ikinci yilbasi cami yolda ismarladim geliyor :)

Paril paril  parliyorsunuz :)
Edit: Katilimci sayisi artinca dedigim gibi yildizlara ekleme yaptik.


Cekilis yarin, herkese bol sans...

23 Aralık 2012 Pazar

Cok yasa sen Campaign for Wool :))

Yaklasik bir ay kadar once facebookta arkadasim Kubra'nin sayesinde Campaign for Wool'dan ve yilbasi etkinliginden haberdar oldum. Yaptiklari duyuruda elisi yilbasi hediyeleri yapanlara "yaptiklarinizin fotografini bizimle paylasin, biz de bu yil en iyi 10 urununu secelim" diyorlardi.

Hemen davete icabet ettim , hic durur muyum? Meshur zencefil evimi  (nam-i diger gingerbread house ) gonderdim yaninda Noel Babasi ve geyikleriyle birlikte.


Sagolsunlar onlar da begenmisler, cok guzel ovguler yazip ilk 10 icinde yer almasina karar vermisler.
Merak edenler link icin buraya tiklayabilirler.

Yeri gelmisken bahsetmeliyim, Campaign for Wool, Ingiltere bazli yun ile ilgili, yune asik herkesi ( koyun ureticileri, perakendeciler, tasarimcilar ) biraraya getiren bir organizasyon. bu sektorde mumkun oldugunca kisiyi desteklemeye ve yetistirmeye calisiyorlar. Web sitelerine de suradan ulasabilirsiniz.

Sanirim bir insan icin en guzel hediye yaptigi seylerin begenilmesi, deger gormesi. Daha yolun cok basindayken bu haber bana cok guzel bir motivasyon oldu. Artik cok daha guzel seyler yapmak icin icimde karsi konulamaz bir istek var.

Bu arada cekilisimiz devam ediyor. Hala yeni yil icin dileklerinizi yazmadiysaniz henuz vaktiniz varken es gecmeyin. Hani nerede derseniz eger , iste burada :)


16 Aralık 2012 Pazar

Kader, kismet, ne cikarsa bahtiniza!

Semi'nin blogundan muhtesem bir onluk kazanmistim ya henuz ben kazandigimi bilmezken Semi bana "sen de cekilis yapsan da su zencefil evi de hediye olarak koysan ortalik yikilir" demisti. Ben bu cekilis islerini bilmem etmem. Ama onu da bana ogretti ki pek kolaymis.

 Sonra baska bloglarin cekilislerine baktim. Aman ne sartlar, ne sartlar. Facebook sayfasi begenilecek, blog adresi kendi facebook sayfalarinda , twitterda, vs vs yayinlanacak, kaf daginin arkasindaki zumrud-u anka kusunun bir tuyu getirilecek.. Ok son maddeyi ben uydurdum ama digerlerini gercekten yazanlar var. Benim bloguma abone olup da kendileri de bu tip sartlar yayinlamis blogger arkadaslarim varsa hic kusura bakmasinlar bana biraz sacma geliyor bu tip istekler.  Ben karsiliksiz sevenlerdenim :))

Dedigim gibi ben sizden bisey istemiyorum, sartim surtum da yok. Istiyorum ki beraberce bisey yapalim, eglenelim.

Niyetim sudur:

1-Bu gonderinin yorum bolumune yeni yildan, hayattan o an gonlunuzden ne geciyorsa dileginizi ve asagidaki 3 hediyeden hangisini istediginizi numarasiyla brilikte  yazin.  ( isimligi secerseniz eger yazilacak ismi de eklemeyi unutmayin )
2- Google + ya da diger baglantilarla mesaj yazmayanlar eger mesajinizin altina ad-soyad yazarsaniz cok mutlu olurum .
3. Olasi sorulariniz icin dilarakontis@gmail.com adresine mail gonderebilirsiniz.

 Ben gonderdiginiz yorumlardaki dileginizi  her gun guncelleyecegim bir cam agacina post-it seklinde yapistiracagim. ( Nasil olacagini bilmiyorum , aklimda biseyler var ama teknik olarak birkac arkadasima danisacagim eger kafamdaki seyi buraya aktarabilirsem kaymakli ekmek kadayifi )

4-Bu is yilbasina kadar sursun diyorum. Ne dersiniz?

Sonra Semi'nin bana ogrettigi sekilde bir rastgele cekilis yapip 2012 yilinin kece sepeti sansli kisisini aciklayacagim. (Turkiye'den kazanan sansli blog kisisine hediyesini ancak yurduma gittigimde  gonderebilirim )  Diger cografyalar icin posta treni buradan kalkacak.

Gelelim hediyelere:







Bugun annecigimin dogum gunuydu onun serefine ne zamandir aklimda olan bu cekilis bugun baslasin istedim. 

Hadi o zaman !.. Bol sans.


12 Aralık 2012 Çarşamba

To Poulaki Tsiou- Il Pulcino Pio * ve Yunanca'da diminutif ekler

Yunanistan cografyasinda epey bir zamandir donen bir video var. To Poulaki Tsiou yani * cik cik diye oten kucuk kus.
Cok eglenceli baslayan, eglenceli devam eden ama ne yazik ki kotu biten bir  sarki . Bir nevi Ali Baba'nin ciftliginin modern hali cunku sevimli sari kusumuz ile birlikte tum hayvanlarin hangi sesleri cikardiklari konu ediliyor. Bebekler, cocuklar deli oluyor. Essek kadar olmus biz buyukler de dinliyoruz vallahi.  Hatta bizim Nil butun sarkiyi ezberlemis soyluyor. Hadi ordan demeyin hizli hizli soylendigi icin dilin donmesi bayagi zor.  

Yunanca versiyonu: 

Italyanca versiyonu :



Bu video ile birlikte Yunanca'daki diminutif yani kucultucu eklerden de bahsetmek isterim. Kelimenin disil-eril ya da notr olusuna gore degisiklik gostererek eklenirler ve abartili bir sekilde kullanilirlar.Oyle abartili kullanilir ki benim gibi "yeteeeeer uleyn " diye haykirasiniz gelir. 
Misal: Apodiksoula - hesap fiscigi- taxaki- taksicik, psaraki- balikcik, trapezaki-masacik, pantoflaki- terlikcik ( 44 numara olsa bile ), voutyraki-tereyagcik, tiganaki- tavacik, salsoula-salcacik, kotopoulaki- tavukcuk, kahvedaki- kahvecik.. veeee tasaki- tascik ama kultablasi yerine kullanilir daha cok.  :))  Buyuklugune - kucuklugune bakilmadan genelde tum gunluk konusmalar bu diminutif eklerle kullanilir. 
Guzel yurdumda Bati Trakya gocmenleri ve Romen vatandaslari da yogunlukla kullanir ama Yunancadaki kadar yogun kullanimina hic rastlamadim. 
Kubra'dan ogrendigim kadariyla Fince'de de ayni anlami veren  -nen eki cok yogun kullaniliyormus. 

Bu kadar dilbilgisi yetsin gayri, Manolis'in tesvikiyle keceden yaptigim poulakiyi  de eklemeden olur mu?

tsiou tsiou yani cik cik :)))




8 Aralık 2012 Cumartesi

Yolda...

Jack Kerouac, unlu romani Yolda - "On the Road"'u   3 haftada yazmis. Hatta kagit degistirmemek ve masasindan kalkmamak icin daktilosuna buyuk bir rulo kagit yerlestirdigi rivayet olunur. ( eksi sozlugun yalancisiyim)

Bu sefer Aris yok yanimda cikinlarimi otobuse attim hem ziyaret ( Bihter ve Yorgos'un cimcime kizi Melina 1. yas partisi) hem ticaret ( pazar gunu bir kermes daha bulduk biz kermeskolikler ) icin Selanik'e dogru yola koyuldum.

Bu cografyaya ilk geldigimde kucuk cocuklar misali yoldan gozumu hic ayirmazdim. Yillar gectikce aliskanliklar degisti, manzara ile de tanis oldık iyice. Planda dizustunu cikartip mailboxtaki silmem gerekenleri temizlemekti amacim. Ama , fekat, o da ne??? Kablosuz internet var hic kacirir miyim?
Dogruya dogru, Jack Kerouac'in tirnagi bile olamam o bir gercek. Gene de hazir  Ktel* otobuslerinde mucizevi bir sekilde  internet baglantisi bulmusum. Fotograf makinam da yanimda ve dahi ara kablom da. Eh bunlarin hepsini helvaya donusturup neden kisacik bir yol yazisi da ben yazmayayim degil mi?

Benimki cok kisa olacak ama daha cok resimalti. ( her an otobus tutabilir yollar hafif virajli tedbirli olmak gerek) Jack Kerouac'i da tutardi bence :)) Belki  de o yuzden  "yoldan" dondukten sonra eve gelip yazmis romanini :))

Xanthi-Kavala arasi. Cok uzakta deniz goz kirpiyor ama isik cok guzel. 


Otobandan Kavala'nin dogu tarafi. Fonda boylu boyunca uzanmis Thassos.

Gene otobandan Kavala'nin bati girisi. Arkada hayal meyal Thassos adasi, onde ufak bir sapel,ikisinin ortasinda caanim Ege Denizi.

Kavala'yi geride biraktik. Nea Irakleia'ya dogru ilerliyoruz. ( Irakleia sanirim "eregli" nin farkli soylenisi.)

Nea Peiramos. O yarimadanin arkasindaki Amalofi'de yazin cok yuzdum.
Gurultulu beach clublari olmasa harika bir kumsal harika bir deniz.


 * Ktel otobusleri, Yunanistan'da sehirlerarasi seferleri gerceklestirir. Ozel bi sirket degil, bir kooperatiftir. O yuzden rekabet yoktur, kimse sizi kolunuzdan cekistirip "abla gel hemen kalkiyor otobus" demez. Ktel otobuslerinin Atina-Selanik seferleri yapanlarinin haricinde hepsi sari ve yesil tonlarindadir. Otobuslerde kesinlikle yiyecek yasaktir. ( ama ben hep yasak delip gizli gizli yerim ) Sadece su icebilirsiniz onu da sizin binmeden almis olmaniz gerekir. Cay-kahve servisini gectim, su bile verilmez. Muavin yoktur. Bagajlarda numara- etiket verilmez, guven esastir. Gece dendi mi servis biter. O yuzden kablosuz internet bulunca sok gecirdim. :))

7 Aralık 2012 Cuma

Firindan yeni cikti taze taze

Bir onceki gonderide bahsettigim postaneye yetistirmeye calistigim isimlikler su anda Atina yolunda.

Bana fotograflari kaldi yadigar.

iki tarafinda iki Noel Baba


Kimbilir cuvallari nelerle dolu?

Umarim sevgi ve mutluluk doludur.






İnci Pastanesi ve anılar

Yunanistan'da hafta ici ve cumartesi gunleri  dukkanlar ,( resmi daireler ve bankalar) ogleden sonra 3'te kapanir. Haftada iki gun sali ve persembe gunu aksam  5.30-9 arasi gene acilir. Supermarketler sabah 7-aksam 9 arasi calisir ve pazar gunu bakkallar ve pastaneler haric hicbiryer acik degildir. Benzin istasyonlari bile nobetci eczane usulu sirayla calisirlar.  Turkiye'de pazar gunu alisveris yapmaya alismis benim gibiler bu cografyaya ilk geldiklerinde sudan cikmis balik gibi olurlar ama daha sonra el mahkum  hayatin bu ritmine alisirlar.
Bu uzun girizgahi neden yaptim? Bugun de kanter icinde  elimdeki siparisi postanenin kapanis saatine yetistirmeye calisiyordum ama her zamanki gibi  gozum bilgisayardaydi. Cok ama cok uzuldugum bir haber okudum.
Inci Pastanesi kapanmis. Elimdeki isi yetistirmek icin o an birsey yazamadim ama  icim taa derinden bir cizzz etti.

Dokunsaniz aglayacak durumdayim. Yahu herseyin ama herseyin icine etmek zorunda miyiz? Heryer adina AVM denen beton bloklar, sahte isiklar, plastik kaplamalar, mekanik anonslarla dolu devasa bir dev haline donusmek zorunda mi? Hic mi naifligin, emegin, tarihin, kadirbilirligin, tezgah arkasindaki o guleryuzun degeri yok?
Ya simdi ben nerede yiyecegim o dortkose kasiklarla metal tabaklara konmus bol porsiyon profiterolleri? Nerede icecegim pastane limonatasini? Nerede gozgoze gelecegim o ufacik dukkandaki ayni lezzeti paylastigim insanlarla? Kapisinin disina tasmis ellerinde bir tabak profiterol ile hayatin dertlerini o an icin unutmus insanlar saniyor musunuz ki AVM'lerden de disariya tasacak?
Nereden anneme piramit pasta alacagim? Rejim yaparken vitrinine , gurbetteyken fotograflarina bakip yalanacagim?
Benim gibi bir suru kisinin cocukluk, genclik anilarini ve hepsinden onemlisi Inci Pastanesi'nin o naif ruhunu calmaya kimin hakki var?
Benim icin Istiklal Caddesi'nin sembollerinden biri daha tarihe karisti. Artik canim hic de Istiklal'e gitmek istemiyor..

5 Aralık 2012 Çarşamba

IWOG Christmas Bazaar ( IWOG Yilbasi Pazari)

Sanirim bu kermes- pazar isi tam bana gore.  Cunku o hareketi, bir araya gelme ruhunu, masalar arasi ufak tefek rekabetleri ve o cangili seviyorum. ( gurultu , sicak  ve havasizlik gibi negatif seyleri gormezden geliyorum.)

IWOG'dan daha once de bahsetmistim. Kendileriyle tanismam Seda sayesinde oldu. 3 yil once "boyle de birsey var , Turk masasi da var, gel" diyince hic ikiletmeden tamam dedim. Nese Hanim da yardimci oldu sagolsun bu yil katildigim 3. yil . Gecen yil Yelda ve Bahar ile birlikteydik, bu yil Bahar ve Bihter ile.  Iyice alistim artik.  Selanik ve civarindaki arkadaslarla  biraraya gelmek icin de ekstra bir bahane oluyor. Cifte kavrulmus lokum gibi bisey iste :)

Bu yil ulke masalarini ve ticari masalari ayri yerlerdeydi ama sonucta ayni salondaydik. Orkestranin yaninda olmamamiz buyuk bir sansti ama yazmazsam catlarim Sirbistan masasi ile bu yil da yanyana dustuk ve yiyeceklerin kokusundan gene  bayginlik gecirmek uzereydik. Pedro Almodovar filmlerinden firlamis gelmis abla lahana dolmalarinin ve diger tanimlayamadigim yiyeceklerin icine neler koymus bilmiyorum ama seneye misilleme yapmaya karar verdik. Bilimum sarimsakli soganli kokulu yiyeceklerle masayi donatmayan ne olsun..

Satislarimiz iyiydi, Beste'nin unlu tarifiyle yaptigim recel  kapisildi. Hatta Talar eve gidip tadina baktiktan  sonra telefon acip "kac tane kaldiysa hepsi benim" diyerek beni acayip memnun etti. Model "esinlenmeye" gelen diger masalardaki kececi  arkadaslar da sagolsunlar bizi yalniz birakmadilar. Bahar'in etamin isleri bence cok guzeldi. Hele elmali payi ve Bihter'in nisastali kurabiyeleri.. mmmmm

Fotograf da cektim tabii ki...

Bahar masaya son rotuslari yapiyor.


kocama ilgi gostereyim biraz

Irlanda masasina ragbet coktu Irish cafe yuzunden olabilir mi?

Cok sıkılmıs canindan bezmis kocam. Neyse ki pc vardi da oyalandi.

Konu mankenlerimiz Bahar, Bihter ve cimcime Melina

IWOG cekilis sorumlusu Sevgili Diane a.k.a. Santa's wife Santarini :)

en sevdigim fotograflardan biri gulen gozler, mutlu yuzler, cocuklar, bebekler...


Bu yil da boyle gecti diyelim.. Bir sonraki yil daha guzel bir kermes yazisi yazalim :)))

1 Aralık 2012 Cumartesi

Abbas gene Selanik yolcusu

  Kermes zamani geldi catti.. Bu yil gecen yilkine gore daha guzel seyler cikti sanki elimden..

Mesela;

Yilbasi temali ikiz yastiklar,


Beste'nin meshur acili domates recelleri ,
suslendiler puslendiler,

siraya dizildiler


bir suru kartanesi yaptim


Sutlacsiz bir fotograf dusunulemez tabii ki..



Ve daha neler neler.. Simdi cok acelem olmasa hepsinin fotografini yuklemek isterdim ama artik donus yazisina kaldilar.


Hadi bize iyi yolculuklar, gorusmek uzere...



25 Kasım 2012 Pazar

Bir tepsi aşure

Cocuklugumdan aklimda ve burnumda takili kalan kokular var. Mesela aci fasulye corbasi kokusu, sobanin ustunde kizaran ekmek kokusu, gene sobanin ustunde pisirilen sucuk kokusu ve kiymali pirasa kokusu.. Asure kokusu da bunlardan biri. Belki de anne kokusu benim icin. Pisirildigi gun tum evi saran mis gibi karanfil, tarcin kokulari aklimi basimdan alirdi.
Her evde oldugu gibi bizim evde de bugday, fasulye, nohut bir gece oncesinden haslanir, suda bekletilir ertesi gun de agir eski model duduklu tencerelerde haslandiktan sonra kocaman kazanlarda alti tutmasin diye cevrilir dururdu. Ben en cok fasulye ve nohutlarini severdim. Incir, kasiyi ve uzumlerini hic yemezdim. Pistikten sonra ustune kavrulmus yer fistigi, mevsimindeyse nar ve tarcin eklendikten sonra benim mesaim baslardi.  Ama ne mesaiydi ..
Bu asama genelde aksam karanligina kaldigi icin ( ve cocuklugumda demek ki kis mevsimine denk gelmis asure zamani ) tepsideki kaselerden bugular yukselirdi .  Tek tek butun komsular yoklanir, kasede asure verilir, kasenin geri verilmesi icin beklenir ve suyla soyle bir cevrilmis kase tepsiye konup bir ust komsuya gecilirdi. Daha cok sevdigimiz komsulara bizim evde iltimas gecildigi cok olmustur cunku  onlara asure hep ufak boy emaye tencerelerle verilirdi. ( Iste kazanda yapilma nedeni .)
Asure artik plastik kaplarda . Eski usul kasenin geriye alinmasi icin kapilarda  beklenen gunler cok uzaklarda kaldi. 

Lise- universite yillarinda ve sonrasinda calisirken hic asure pisirmedim. Ta ki buraya gelene kadar. Dort yildan beri pek bir domestikligim tuttu, her yil yapip dagitiyorum. Bu sekilde balkondan bakistigimiz bir suru siyah kiyafetli yasli teyzeyi tanima firsati buldum.Ama her zaman gittiginiz komsu evde olmayabiliyor. Misal bu aksam Kria Soula ( Bayan Sula )'ya verecegim asure asansorde karsilastigim Kri Manolis'e gitti. Sevim Teyze'ye goturduklerimi ise o anda evdeki diger misafirleri de yedi. Kismet meselesi..

Blog komsularim sizin icin de fotografladim . Keske mumkun olsa da hepbirlikte yiyebilsek..

Teknolojinin cozemedigi seylerden biri de bu galiba. Malum, henuz isinlanamiyoruz. :))


Yapanlarin eline saglik, yiyenlere de afiyet olsun..

22 Kasım 2012 Perşembe

Guzel haberler




Once dun sabah aldigim sevincli bir haber  ile baslayayim.

Sevgili Bahar'in kizkardesi dogum yapti . Minik Can'in bahti acik olsun, omru uzun olsun,cebi dolu olsun, kalbi guzel olsun, akil kupu olsun,  annesi babasi , tum sevdikleri hep onunla olsun. 

Kapi susunu de hemen ekleyelim kusur kalmasin tabii ne de olsa biz yaptik :)



Diger haberi ise biraz once yani bu aksam aldim.  Sevgili blog arkadasim Semi'nin blogunda  gecen hafta bir cekilis vardi. 3 tane hediyeden istediginiz herhangi birini secip cekilise katiliyordunuz. Bu tip seylerde sansim yuzume guler ama buyuk piyangolardan daha bir sey kazanmis degilimdir. Hicccc onemli degil kendimi piyango kazanmis gibi hissediyorum. Bir mutlu oldum bir mutlu oldum sormayin. Yasasiiiiiin .
Tekrar tesekkur ederim Semicim. Bak burada bile sevincten inliyorum. 

Not: Acaba bir cekilis de ben mi yapsam diyorum. Semi su isi bana ogretir misin?

20 Kasım 2012 Salı

Benim kucuk kurabiye evim. ( Gingerbread house )

Yeni yil coskusu, isiltilar, susler, ozel yiyecekler derken yurtdisinda yasamaya basladigimdan beri bayilarak ve yutkunarak baktigim acayip bisey var: Gingerbread house denilen , zencefilli , kabarmayan bir kek ile yapilip ustu seker, krema vs ile suslenen ev formunda bir kurabiye- ev. 
Her zaman oldugu gibi bu is nasil cikmis, tarihcesi nedir diye merak ettim. Megerse zencefilli kurabiye, 992 yilinda Ermeni bir rahip olan Gregory Makar tarafindan Fransa'ya getirilmis. Recete, 13. yuzyilda Alman gocmenler tarafindan tasinmis. Hazimsizliga iyi geldigi icin unu yayilan kurabiyeye beyaz dekorasyonlar ve pencereler eklenip ev haline getirilmis. 16. yuzyilda giderek daha populer hale gelmis ama zencefilin ancak 18. yuzyilda yaygin ve yasal olarak kullanilabilir hale gelmesinden sonra ticari olarak yayginlasmaya baslamis. 
Amerika'da gingerbread house, Almanya'da  pfefferkuchenhaus, Norvec'te  Pepperkakebyen ,Isvec'te pepparkakor, Danimarka'da brunkager, Finlandiya'da piparkakut, Letonya'da piparkukas, Estonya'da piparkoogid, Rusya'da tula , Romanya'da turta dulce olarak geciyor. Diger ulkelerde adinin nasil gectigini yazip siz de ekleme yapabilirsiniz. 
Alman tarzinda genellikle cok gosterisli evler seklinde  Hansel ve Gretel'in karsilastigi cadinin evine benzetilerek yapildigini da okudum ve   cadinin adi Frau Pfefferkuchenhaus oldugu icin  Almanca'ya  zencefil ev "pfefferkuchenhaus"  olarak gectigini  ogrendim. ( ansiklopedilere bayiliyorum )Sonrasinda  ortacagda firincilar turtada kullanmak icin kalip oymalar kullanmaya baslamislar ve giderek  bu bir sanata donusmus . Bu kalip koleksiyonlari gunumuzde Etnografya Müzesi, Toruń Polonya ve Almanya'da Ulm Ekmek Muzesi'nde saklaniyor. 

Bu kadar tarihceyi okuduktan sonra ben de gaza geldim ve "neden ben de kece ile denemiyorum "diye dusundum. Once Lidl'dan guzel karton kutular topladim. Gidip kirtasiyeden de alabilirdim ama geri donusume katkim oldu, fena mi?  Sonra onlari kestim, kece ile kaplayip ev formu verdim Is susleme asamasina gelince iste o zaman kendimi kaybettim. Baston sekerler, karli pencereler, suslu kapilar, isiltili noel susleri ve tabii ki cam agaci. Hayal ettim , yaptim , oldu :)) 

Sonucta ortaya bu sevimli sey cikti: 


yine keceden yapilmis Noel Baba ve geyikleri evime eslik ediyor





  
 Yememek icin kendimi zor tutuyorum :)))


17 Kasım 2012 Cumartesi

İskeçe / Xanthi pazarı

Pazara gitmeyi sever misiniz? Eskiden ben hic sevmezdim ama yas almaya basladikca sevmeye hatta sabah erkenden gitmeye basladim.
Iskece pazari tam evimizin bir sokak ustunde kuruluyor. Oldukca buyuk bir pazar hem de epey zamandir faaliyette. Eger internette okudugum Osmanli belgesi dogru ise 1839'dan bu yana yani 173 yildan beri kuruluyormus. Kilik kiyafetin yani sira ic camasiri, mayo, ayakkabi, dekorasyon, perde, kumas, taki.. akliniza ne gelirse satiliyor. Bir nevi buranin Sali Pazari.
Bugun ne zamandan beri planladigim bir seyi gerceklestirdim, pek mutluyum. Pazari fotografladim. Ne zamandir aklimdaydi ama Sare'cigimin blogundaki son yaziyi gorunce kiskandim sanirim sabah erkenden fotograf makinami kusandim ciktim disariya.
Ufak bir not ; sabirla okumanizi tavsiye ederim nacizane. Cunku cok fazla fotograf var. Ama farkli bir cografyada iki kulturun karistigi bir pazar yeri az sayida fotografla ifade edilemezdi.
Buyrun o halde; ben susayim, fotograflar konussun:

pazarda yerel ureticiler τσιπουρο yani cipuro yapip satiyorlar

ureticisi rica etti onun da fotografini cektim

Kestanenin ucuzu 3 euro, pahalisi 4. Cevizin kilosu 10 euro

Pazarimiz cok sen sakraktir. Bu teyzeyi ozellikle cok severim her seferinde beni kahve icmeye cagirir. Yazin pazarda akordeon ve klarnet calan gezici muzisyenler de gezer , isteyen oynar isteyen el cirpar.

sabah pacasi icmek isteyenler icin

bazi pazarlarda kahvehane olur bizimkinde uzeri yani ufak tefek meze, sis, koftenin uzoyla birlikte servis edildigi kucuk lokantalar var. 

Kendi urettiklerini satan pazarcilar. En cok bu sergiden aliyorum.

cennet hurmasi  burada da var adi lotos. Odysseas efsanesine gore bu meyveden yiyenler adlarini unutmuslar.

yerel elmalar, alttaki frik elmasi

Baska bir yerel sarap/cipuro ureticisinden dogrudan satis. Karyani / Kavala Yorgo'nun koyu.  Yasu Yorgo!..

tarla sonu domatlar 50 cent ( lepta)

ev tipi sizma zeytinyaglari

cesitli sebze tohumlari

Fotograf cekerken ozellikle poz vermek isteyenler oldu. Bu sonbahar gunesinden sebeplenen mutlu cicekciler de ozel istek gonderdiler. 

Fotografi buraya yukledikten sonra bir arkadasim beni buldu ve fotograftaki beyin babasi oldugunu soyledi. Dunya kucuk, Iskece daha kucuk :)))  Ballara ulasmak isteyenler icin  facebook adresi: https://www.facebook.com/thracebeekeeping


Soganci/ patatescim. Fotograflarini cektim diye bana hediye sogan -sarimsak vermeye kalktilar.

su ondeki fistiga benzer sey nedir bilemedim

Yunanistan'dan da "politikos" yazilinca bilin ki Istanbul'a ait birseyden bahsediliyordur. Bu tarhanada da Istanbul usulu ev yapimi tarhana yaziyor. Kilosu 3 euro.

soldaki bulgur, sagdaki misir unu

Kurutulmus manzurana ve likoru

Soldaki balkabagi, sagdaki karpuz

ister kesilmis, ister butun isterse recel halinde alin, yeter ki alin :)

En sevdigim tezgah. Kendileri uretiyorlar ve hepsi biyolojik.

Ayni tezgahtan organik pembe domates. Hem de bu mevsimde. Eve gelince hemen yedim acayip lezzetli ve incecik kabukluydu.

pazarimizdaki beyefendiler cok şıktır. 


kucukken bu turplardan nutellaya batirip yemek isterdim hala gerceklestirmis degilim.

Komotini / Gumulcine leblebisiyle unludur. Hala leblebi sekeri bulmak da cok sevindirici.

iste bunlari bugun Sare usulu firinlayacagim

Mevsim donuyor , hem uzum hem mandalina ayni pazarda satiliyor. Ne guzel


ufacik bir el arabasinda el yapimi sabun ve bere satan bir cocuk


Usenmeden teker teker hepsine yazmislar. Emege saygi gostermek lazim.

esas balikcilar halde ama pazarda da satiyorlar

meraklisi icin paragogos uretici demek


sabah benim gibi erkenci papular ( dedeler)

Narlarin guzelligine bakin! Kilosu 2 euro idi. Soldaki devekusu yumurtasi. Alicisi cikar mi bilmem.

veee son olarak bu tarafin Odemis'i  Nevrokopi patatesi ve arka fonda bir pazar klasigi. Ikizlere takke :))

Umarim sizi pazarda keyifle gezdirebilmisimdir.

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...