Yillardan beri bir ayagim disarida malum.
Afganistan- Kabil'de gece elektrikler kesik oldugu icin jeneratorlerle aydinlatilan ve beni inanilmaz sasirtan o luks Italyan restoraninda tanistigim yakisikli ve guzel elli Iranli sair de bana O'ndan bahsetmisti ;
Milano'da davetli oldugum yemekteki Italyan arkadaslar da.
.. ve Yunanistan'da 40. yas gunumde aldigim en guzel hediyelerden birinin ustunde gene O'nun adi vardi.
Anladim ki ben nereye gidersem gideyim onun evrensellesmis sanati beni hic yalniz birakmayacak.
Bugun Nazım Hikmet tam 111 yasinda. *
Dogum gununu en sevdigim siirlerinden biriyle kutlamak istiyorum. Mavi gözlü Dev ile. Icimden ama sesli sesli.
Hangi dile cevrilirse cevrilsin guzelliginden hic birsey kaybetmeyen ama gene de en guzeli kendi dilinde okunan guzel siirlerin sairi;
Iyi ki dogdun..
Nazım Hikmet,benim de en sevdiğim şair.''Şiirlerim otuz kırk dilde basılır,Türkiyem de Türkçemle yasak'' der bir şiirinde.Ne güzel ki,artık Türkiye'de de yasak değil,hatta bir zamanlar yasaklayanlar bile medet umuyor şiirlerinden.O kadar evrensel bir şair ki,nereye giderseniz gidin,mutlaka yolunuz kesişir bir yerlerde.Siz de yazmışsınız doğum günü aslında 20 kasım ama resmi olunca herkes bu gün kutladı herhalde.Gerçi,iyi ki doğmuş tarihin ne önemi var.Sevgiler.
YanıtlaSilevet di mi tarihinin ne onemi var? Hem Nazim'i anmak icin iki defa dogumgunu kutlamisiz ki bu da saire yakisir :)
SilAma ben Yunanca okuyamıyorum ki! Nolcak şimdi? Hangisi olduğunu bile anlamadım...
YanıtlaSilDedim ve Google translate'e gittim. Tek sözcük yetti... gigantas...
O mavi gözlü bir devdi...
Nice yıllara güzel ülkemin en sahici aşıklarından birine...
Hande'cim, Yunanca okuyamiyorum dedin ya buraya ilk tasindigim aylarda yasadigim bir sey aklima geldi. Yunanca ogrenmek icin kendimi zorluyorum, seviyorum da. Ama gramer felaket zor. Yalniz alfabe cok eglenceli geliyor. Derken ben guzelce yazmaya ve okumaya basladim ama gramerden gene tik yok. Okuyorum , yaziyorum ama anlamiyorum . Ne guzel di mi? :) Neyse mahallede bir kadin vardi Turkce biliyor , ilkokul mezunu degil yani okuma yazmayi bilmiyor ama Yunanca biliyor dogal olarak. Biz bu kadinla birlikte platia yani meydanda rastlastik, o sirada meydana bir pankart germisler. Ne oldugunu merak ettim, ona sordum. O zaman ogrendim zaten okuma yazmasi olmadigini. Sonucta soyle bir cozum bulduk: Voltrani birlestirdik!. Ben okudum o anladi :))
SilSiire ve saire donersek; Nazim'in tum siirleri harikadir ama benim en favori siirlerimden biri mavi gozlu dev siiridir. Her dilde guzel.
Valla bizde de benzer bir hikaye var... Annemin ana dili Rusça ama o dönemde baskı falan, unutmuş. Sonradan yeniden hatırladı. Uzun hikaye. Ama ben kiril alfabesini gayet güzel okuyorum ama anlamıyorum. İşte bu gibi durumlarda ben anneme okuyorum, o da anlıyor. :)
Sil:))) hikayeler benziyormus..
Silderler ya beni bir tek o anladi ama o da yanlis anladi.. Bizi kimse yanlis anlamasin ama en cok korktugum seydir.
Hande annen Bulgar gocmeni mi? Benim buyukbabam da oradandi. Cok kizinca Rusca kufrederdi. :))
her dilde ayrı bir lezzet. Su gibi elzem dizeler!
YanıtlaSilMerhaba Dilaracim,
YanıtlaSilUzun zaman sonra yeniden bakabiliyorum bloguna. Yunanca'ya çevrilmiş Türk şiirine benim de ufak bir katkım oldu, bilmek istersin diye düşündüm. Murathan Mungan ve Birhan Keskin çevirilerimiz Entefktirio adlı edebiyat dergisinde yayınlandı geçen ay. Şu adreste şiir başlığı altında görülebiliyor sanirim:
http://entefktirio.blogspot.gr/2013/02/98.html
Bu arada sen de yine çok güzel işler çıkarmışsın. Ellerine sağlık.
Sevgiler,
arzu eker