Yunanistan'da hafta ici ve cumartesi gunleri dukkanlar ,( resmi daireler ve bankalar) ogleden sonra 3'te kapanir. Haftada iki gun sali ve persembe gunu aksam 5.30-9 arasi gene acilir. Supermarketler sabah 7-aksam 9 arasi calisir ve pazar gunu bakkallar ve pastaneler haric hicbiryer acik degildir. Benzin istasyonlari bile nobetci eczane usulu sirayla calisirlar. Turkiye'de pazar gunu alisveris yapmaya alismis benim gibiler bu cografyaya ilk geldiklerinde sudan cikmis balik gibi olurlar ama daha sonra el mahkum hayatin bu ritmine alisirlar.
Bu uzun girizgahi neden yaptim? Bugun de kanter icinde elimdeki siparisi postanenin kapanis saatine yetistirmeye calisiyordum ama her zamanki gibi gozum bilgisayardaydi. Cok ama cok uzuldugum bir haber okudum.
Inci Pastanesi kapanmis. Elimdeki isi yetistirmek icin o an birsey yazamadim ama icim taa derinden bir cizzz etti.
Dokunsaniz aglayacak durumdayim. Yahu herseyin ama herseyin icine etmek zorunda miyiz? Heryer adina AVM denen beton bloklar, sahte isiklar, plastik kaplamalar, mekanik anonslarla dolu devasa bir dev haline donusmek zorunda mi? Hic mi naifligin, emegin, tarihin, kadirbilirligin, tezgah arkasindaki o guleryuzun degeri yok?
Ya simdi ben nerede yiyecegim o dortkose kasiklarla metal tabaklara konmus bol porsiyon profiterolleri? Nerede icecegim pastane limonatasini? Nerede gozgoze gelecegim o ufacik dukkandaki ayni lezzeti paylastigim insanlarla? Kapisinin disina tasmis ellerinde bir tabak profiterol ile hayatin dertlerini o an icin unutmus insanlar saniyor musunuz ki AVM'lerden de disariya tasacak?
Nereden anneme piramit pasta alacagim? Rejim yaparken vitrinine , gurbetteyken fotograflarina bakip yalanacagim?
Benim gibi bir suru kisinin cocukluk, genclik anilarini ve hepsinden onemlisi Inci Pastanesi'nin o naif ruhunu calmaya kimin hakki var?
Benim icin Istiklal Caddesi'nin sembollerinden biri daha tarihe karisti. Artik canim hic de Istiklal'e gitmek istemiyor..
Bu uzun girizgahi neden yaptim? Bugun de kanter icinde elimdeki siparisi postanenin kapanis saatine yetistirmeye calisiyordum ama her zamanki gibi gozum bilgisayardaydi. Cok ama cok uzuldugum bir haber okudum.
Inci Pastanesi kapanmis. Elimdeki isi yetistirmek icin o an birsey yazamadim ama icim taa derinden bir cizzz etti.
Dokunsaniz aglayacak durumdayim. Yahu herseyin ama herseyin icine etmek zorunda miyiz? Heryer adina AVM denen beton bloklar, sahte isiklar, plastik kaplamalar, mekanik anonslarla dolu devasa bir dev haline donusmek zorunda mi? Hic mi naifligin, emegin, tarihin, kadirbilirligin, tezgah arkasindaki o guleryuzun degeri yok?
Ya simdi ben nerede yiyecegim o dortkose kasiklarla metal tabaklara konmus bol porsiyon profiterolleri? Nerede icecegim pastane limonatasini? Nerede gozgoze gelecegim o ufacik dukkandaki ayni lezzeti paylastigim insanlarla? Kapisinin disina tasmis ellerinde bir tabak profiterol ile hayatin dertlerini o an icin unutmus insanlar saniyor musunuz ki AVM'lerden de disariya tasacak?
Nereden anneme piramit pasta alacagim? Rejim yaparken vitrinine , gurbetteyken fotograflarina bakip yalanacagim?
Benim gibi bir suru kisinin cocukluk, genclik anilarini ve hepsinden onemlisi Inci Pastanesi'nin o naif ruhunu calmaya kimin hakki var?
Benim icin Istiklal Caddesi'nin sembollerinden biri daha tarihe karisti. Artik canim hic de Istiklal'e gitmek istemiyor..
Neyazık,tarih insanların ayakları altında ezilen papatyalar gibi:((((
YanıtlaSilne yazik ki Keriman Hanim. Bu aksam haberlerde izlerken birisi en guzel yorumu yapti: " cenazenin kaldirilisini izler gibi".
YanıtlaSilÇok üzüldüm ben de:((((
YanıtlaSilBienaldeki Musibet konusu kentleşme, şehircilik anlayışı üzerine kuruluydu. Bir şehri şehir yapan olgular, oluşumlar...
Eski mahalleri "kentsel dönüşüm" hikayesiyle yıktıkları zaman küçük esnaf, zanaatkarlar da yok oluyor, onun komşusu da.
Bu açıdan hiç bakmamıştım, bienal beni bu açıdan çok etkiledi.
İnci Pastenesi`nin dediği gibi, başka yerde açmayacaklar. İnsanlar biraz olsun anlasın değerimizi demişler.
Bazıları için sadece pastane. Tarih, doku, kültür...kimin umrunda?
Hele bu yönetimin hiç!
Yaptıkları tarihi restorasyonların çoğu acınacak halde.
Her yeri Toki yapalım, parkları betonlaştırıp üzerine spor aletleri koyalım, bol bol da süs havuzları yapalım, alış verişin gözünü çıkarmak için milleti kredi kartlarına mahkum edip AVM manyağı yapalım, din üzerinden zaten okumayan cahil insanları sömürelim...
Zihniyet bu!!!!! Neden şaşırıyoruz ki?
Çok değerlerimizi böyle yeniliklere heba ediyoruz, yazık kaybımız sadece bir pastane değil, biz aslında ruhumuzu kaybediyoruz:(
YanıtlaSilher taraf avm olunca neye benzeyeceğiz hiç merak etmiyorum. illet oluyorum, fitil oluyorum!
YanıtlaSil